Dijital pazarlamacıların her konuda anlaşmaya varmaları zor olsa da, e-postaların tüketiciye ulaşmakta çok güçlü bir yolu olduğu konusunda kesinlikle hemfikirler. Bununla birlikte e-posta kampanyalarını planlarken, her markanın nitelik mi yoksa nicelik mi sorusu için fazla bir endişelendiğini söyleyemeyiz. Sizce, abonelerinize kaliteli bilgilerle dolu bir e-posta göndermek mi daha iyidir? Yoksa, her seferinde birer bağlantı sağlayan bir kaç kısa e-posta göndermek mi daha doğrudur? Cevap her zaman net ve açık olmasa da; sizler için e-posta uzmanlarının nitelik ve nicelik meselesini nasıl ele aldıklarını aşağıda özetliyoruz.
E-Postada Niceliğin Olumlu Yönleri
Söz konusu e-posta kampanyaları ise abonelerinizi harekete geçirmek için nicelik bir hayli önem taşıyor. Niceliği savunan en iyi savlardan biri satış ve tanıtım içerikleridir. Çoğunlukla satış döneminde yalnızca tek bir hatırlatma e-postası yeterli olmuyor.
Bize sorarsanız bir satışı tamamlamak için 6 ila 8 “dokunuş” gerektiğini düşünüyoruz. Bu dokunuş noktaları, kişilere özel toplantılar ve telefon görüşmeleri gibi çeşitli iletişim şekillerinden oluşabildiği gibi işletmesini dijital temeller üzerine kurmuş markalar için hedef kitlelerine uzandıkları yolda e-posta pazarlaması gibi dijital dokunuşlar da son derece güvenilir bulunuyor. Kampanyanızla ilgilenen müşterilerin, fiyatlarınızdan yararlanmaları için yeterli bilgilendirmeye sahip olduklarından emin olmak için, satış süresince birden fazla e-posta göndererek kitlenize sunduğunuz fırsatları pekiştirmelisiniz. Ayrıca ilk e-postanızı açıp, sonrasında etkileşime girmeyi unutan veya atlayan kullanıcıları kendinize tekrar çağırabilmelisiniz.
E-posta niceliği ile ilgili yapılan en büyük hatalardan bazılarını şu şekilde sıralayabiliriz:
- E-posta gönderiminde tutarsızlık
- Abone ile ilgisi olmayan fırsatlar için tekrar tekrar gönderilen e-postalar
- Sürekli olarak e-postaları açmayarak ilgilenmediklerini gösteren abonelere gönderim yapmayı sürdürmek
Çok Fazla E-Posta Göndermek
Yeterince bilgisi olmayan kişiler, birden fazla e-posta göndermenin, açılma oranı açısından yüksek bir şans yaratacağını veya kullanıcının ihtiyacı olmayan bir ürünle ilgilenmesini sağlayacağını düşünebilir. Fazla sayıda e-posta göndermek ancak abonenin rahatsız olmayacağını varsayarsanız, işe yarayabilir ki bu da fazlasıyla düşük bir ihtimaldir.
Müşteri ilişkilerinin başlangıcında, abonelerin markayla tanışmasına yardımcı olmak için daha fazla miktarda e-posta göndermek faydalı olabilir ancak yüksek frekansta posta gönderimi de onları sıkarak kaçırabilir. E-Posta pazarlamasındaki uzmanlar ilk gönderilen e-postaları “Hoş geldiniz” serisi olarak tanımlıyor. Hoş geldiniz e-postaları geleneksel tanıtım e-postalarının tıklamalarını ve satışlarını 3 kat daha artırıyor.
Karşılama e-postaları için sizlere önerimiz;
- Hikayenizi anlatmak
- Eylem çağrınızı vurgulamak
- Konuya öncelik vermek
Sıkça gönderilen karşılama e-postası gönderilerinden ve kurum içi testlerden elde edilen veriler; diğer tüm bilgileri haftalık bir bülten düzeninde göndermek gerektiğini ortaya koyuyor.
E-Postada Niteliğin Olumlu Yönleri
Birçok dijital pazarlamacı, fazla sayıda e-postanın gönderilmesinin yığılmalara neden olduğunu ve yeterli kalitede içerik olmadığını söylüyor. Değerli ve tüketilebilir bilgiler içeren e-postalar göndermek abonelerin şirket e-postalarını düzenli olarak açmaya devam etmesini sağlamak için daha uygun bir strateji olduğunu söyleyebiliriz.
Toplu Mail Gönderiminde Segmentasyon ve Hedefleme
E-posta gönderilerinizin yüksek kalitede olmasını sağlamak için, belirli kullanıcıları segmentlere ayırarak doğru e-postayı ilgili aboneye atabilirsiniz. Böylece dar ama doğru hedeflenen bir kitleye seslenmiş olup, her abonenin gereksiz yere her e-postayı almasını önleyebilirsiniz. Segmentasyona özenli yaklaştığınızda göreceksiniz ki, daha yüksek okunma ve dönüşüm oranı yakalarken ve daha az abonelik iptaline ulaşacaksınız.
Segmentasyon ayarlamalarınızı yaparken aşağıdaki ana başlıkları da dikkatle değerlendirmenizi öneriyoruz:
- Demografi
- E-posta etkileşimi
- Coğrafi alan
- Geçmiş satın alımlar / harcanan miktar
- İlgi alanları
E-Posta Niceliği mi yoksa Niteliği mi: Hangisi Daha İyi?
En genel anlamda, posta pazarlaması yaparken niteliğin nicelikten daha sağlıklı olduğunu söyleyebiliriz. Ne yazık ki, aboneler kendileriyle alakalı ve kaliteli içerik sunan e-postaları tarar ve bulamadıklarında e-postaları toplu olarak seçerek doğrudan çöp kutusuna gönderirler. E-posta abonelerinin beklentilerini karşılayamamak, maalesef markanız için can sıkıcı durumlar teşkil edebilir.
Microsoft’un yaptığı bir araştırmaya göre, insanların ortalama dikkat süresi artık 8 saniye gibi kısa bir zaman dilimine kadar inmiş durumda. İçeriğiniz abonenizin dikkatini çekmek için yeterince kaliteli ve dolu değilse, ikinci bir şans bile vermeden hemen gelen kutularındaki diğer e-postaya geçerler.
E-Postalarımı Nasıl Daha Kaliteli Hale Getirebilirim?
Maalesef hiç kimse içinden duygu geçmeyen bir hikayeyi okumuyor. Bu nedenle, konu başlığınızı öne çıkarmalı ve hedef abonenizin duygularına hitap ederek etkileşime geçmeye teşvik etmelisiniz.
Unutmayın, fazla aboneye ulaşmak tabii ki önemlidir ancak e-postalarınızın içerik kalitesinden ödün vermemek de sizi gelen kutusu içerisindeki rakiplerinizden fazlasıyla ayırır. E-posta miktarı veya kalitesi arasındaki seçim, belirlediğiniz hedeflere ve gönderilen içeriğin türüne bağlıdır. En iyi yöntemi bulabilmeniz için, abonelerinizi segmentlere ayırdıktan sonra e-posta kampanyanızı yeniden test etmelisiniz, tabii ki bunu yaparken başarıya ulaşmak için en doğru e-posta pazarlama servisini kullanmalısınız.