Salesforce “2016 Pazarlama Durum Raporu”na göre, pazarlamacıların %80’i e-posta pazarlamanın dijital pazarlamada kilit rolü olduğunu düşünüyor. E posta pazarlama, giderek daha fazla işletmenin yeni teknolojiler ve teknikler için yatırımıyla gelişiyor. Kullanıcıların alışkanlıkları da işletmelerin taktikleri kadar değişkenlik gösteriyor. Masaüstüyle karşılaştırıldığında daha fazla insan postalarını mobil cihazlardan kontrol ediyor. Bir çok insan e-postalarına uykuya dalmadan önce yatakta; veya yeni uyandıklarında henüz yataktayken bakıyor.
Tüm bu değişimler göz önüne alındığında, artık aynı postayı yüzlerce ya da binlerce aboneye göndererek iyi bir yatırım getirisi bekleyemezsiniz. Yeni şeyler oldukça, yeni eğilimler ortaya çıkıyor. Bu yazıda, e-posta pazarlama alanında en yeni eğilimlerden ve bunları neden önemsemeniz gerektiğinden bahsedeceğiz.
1- Önce Mobil Yaklaşımı
Adobe’un yaptığı araştırmada, kullanıcıların %88 e-postalarına bakmak için akıllı telefonları kullandıklarını belirtiyor. Experian’ın çalışmasındaysa, e-postaların %56’sının sadece mobil cihazlardan kontrol edildiği belirtiliyor. Kesin yüzdeler hedef kitleler arasında farklılık gösterse de, sizin gibi insanların büyük bir çoğunluğu e-postalarını cep telefonlarından kontrol ediyor. Kısacası işletmeler e-postaları mobil cihazlara uyarlamayı ciddiye almalılar. Fluent. Inc’in bir çalışmasına göre, son iki yılda mobil uyumlu şablonları kullanan işletmelerin sayısında %87lik bir artış görülüyor. Örneğin Walmart Canada, e-postalarını mobile odaklı bir tasarım uyguladıktan sonra mobil siparişlerde % 98 artış gördü.
Mobil tasarım konusunda Steve Jobs’a kulak verelim, “Tasarım bir şeyin nasıl göründüğü ya da hissettirdiği değildir. Tasarım bir şeyin nasıl işlediğidir.” Mobil odaklı e-posta demek, e-postanın yalnızca telefonlarda iyi görünmesi yeterli değildir, aynı şekilde iyi de çalışmalıdır.
2- Hızlı Açılan E-postalar
Aslında e-posta pazarlamacıların, alıcıların istenen işlemi yapmasını kolaylaştırmak gibi gözden kaçırdıkları bir rolleri de var. Çabanın azaltılması (gerekli tıklama sayısı) ve zaman (hızlı yükleme süresi), dönüşümlerde önemli artışa neden olabilir. Soasta’nın yaptığı bir vaka incelemesi, yalnızca 1 saniye daha hızlı olan sayfaların dönüşümlerde % 27 oranında artış sağlayabileceğini gösterdi.
3- Etkileşimli E-postalar
Econsultancy’nin e-posta pazarlama araştırması, ortalama açılma oranının % 23.4 olduğu bir e-postaya ortalama dönüşüm oranının sadece % 1 olduğunu gösteriyor. Bu da demek oluyor ki 100 alıcıdan 23’ünün e-postayı kontrol edeceği, ancak bunlardan yalnızca birinin müşteriye dönüşeceği anlamına gelir. Müşteriye dönüşümü etkileşimli e-postalar yardımıyla geliştirmek mümkündür. Etkileşimli e-postaların gezinme, arama çubukları ve ürün turları olabilir, böylece kullanıcılar web sitenizi tıklamaya ve ziyaret etmek zorunda kalmaz. Hareketli GIF, sliderlar, videolar ve mönüler e-postalarda kullanabileceğiniz bazı etkileşimli unsurlardır. Küçük bir ipucu: yakında, e-postalarda yerleşik ödeme opsiyonuna sahip olacağız, böylece kullanıcılar hemen orada ve o anda bir satın alma işlemi yapabilecekler.
4- Kişiselleştirme
Yapılan bütün araştırmalar ve anketler, pazarlamacıların kişiselleştirmeyi en büyük öncelikleri ve gelecekleri olduğunu ortaya koyan veriler sunuyor. IBM bir e-posta ölçüm çalışması gerçekleştirdi, ve bu tatil döneminde açılma oranlarında %18.8, tıklanma oranlarındaysa %28.6lık bir düşüş gözlemledi. E-posta miktarları tatillerde pik yapıyor ve tüketiciler e-postaya boğuluyor. Bu noktada açılma ve tıklanma oranlarındaki düşüş, özel bir teklif ya da indirimin yeterli olmadığını ortaya koyuyor.
Müşteriler işletmelerle e-posta üzerinden (%50), sosyal medyadan (%9) ya da doğrudan posta ile (%22) iletişim kuruyorlar; ancak çoğu e-postaların alakasız olduğu ve dikkate değer olmadığını düşünüyor. Adobe tarafından yapılan bir ankette göre, Yanlış ya da alakasız bilgilerin, kullanıcıların rahatsızlığının üçüncü büyük nedeni olduğu belirtildi. Bununla birlikte aynı araştırmada, aşırı kişiselleştirme de bir sorun olarak gösterildi. Şirketler, kişiselleştirme ile aşırı kişiselleştirme arasında doğru dengeyi bulmak zorunda. İşletmeler, kişiselleştirilmiş bir deneyim oluşturmak için müşteri davranışları ve tercihleri gibi verileri kullanmaya başladılar.
5- Veri Analizi ve Otomasyon
Kişiselleştirmenin önemli olduğundan bahsettik. Bununla birlikte yalnızca konu başlığında kişinin adına yer vermek, kişiselleştirilmiş bir e-posta yaratmaz. Kişiselleştirme doğru kişiye, doğru teklif ve doğru içeriği göndermek demektir. Bir işletme yüz binlerce aboneye sahip olabilir. Listedeki her biri ve herkes için el ile farklı bir e-posta oluşturmak neredeyse imkansızdır. Akılcı analizler ve otomasyon bu noktada yardımcı olabilir.
Veri analizi ve makine öğrenimi (algoritmanın çözülmesi) e-posta için önemli parçalardan biridir. Bu geleceğe yönelik bir şey değil. Hali hazırda işletmeler, daha alakalı e-postalar oluşturmak için büyük veri ve yapay zeka kullanıyorlar. Makine öğrenimi, kişiselleştirilmiş e-postaları ortaya çıkarmak için belirli veri noktalarını kullanabilir. Tüm aboneler, tercihlerine göre farklı içerik, ürünler veya teklifler alabilirler. Amazon veya Netflix’ten gelen e-postalar, bu tür kişiselleştirme için iyi örneklerdir.
Econsultancy tarafından yapılan ankete katılanların % 78’i, önümüzdeki beş yıl içinde tüm e-posta iletişiminin kişiselleştirileceğini öngörüyor. Bunu manuel olarak yapmak mümkün değil. Herkese kişiselleştirilmiş bir e-posta göndermek, veri noktalarının, yapay zekanın ve otomasyonun dinamik bir kombinasyonuna ihtiyaç duyar. Otomasyonla üretilen e-postalar gruplandırmadan daha ilgi çekicidir, çünkü bu şekilde e-postaları gruplar için değil, kişiler için özelleştirirsiniz.
SendPulse platformumuz, kullanıcı profilleri oluşturmak için abone verilerini kullanmanıza izin verir. Ardından, kişiselleştirilmiş içeriğe sahip e-postalar üretmek için teknolojik öngörüyü kullanılır. Ayrıntıları web sitemizden alabilirsiniz